COVID Aşıları
COVID-19 pandemisinin hayatımızda meydana getirdiği değişiklikleri 2 yıl önce söyleselerdi inanamazdık sanırım. Maske-mesafe-temizlik, aşılar, ilaçlar, iş hayatımızda meydana gelen değişiklikler gibi tıbbi ve sosyolojik anlamda çok fazla yenilikle muhatap olduğumuz bir gerçek.
Yaşadıklarımızı anlamlandırmak için ülke olarak okumadığımız kadar yayın okuyup, bilim adamlarını takip ettik. Teşhiste kullanılan PCR testi, tedavide kullanılan ilaçlar ve hastalığın önlenmesinde kullanılan aşılar derken sağlık uygulama süreçlerine yüzeysel de olsa aşina olduk. Gündemimizde bu ara Alman Biontech firmasının üretmiş olduğu aşıların ülkemize gelişi ve dağıtımı var. Aşılarla ilgili “Hangisini olalım?” sorusunu defalarca duyarken aşı türleri ile ilgili genel bir bilgi paylaşımının faydamıza olacağını düşünerek sizlere bir yazı hazırladım.
Aşı Nedir?
Aşı, temel olarak hastalık nedeni olan bir etkenin zayıflatılmış/ölü hali veya bağışıklık sistemini uyaracak bir kısmının vücuda verilerek bağışıklık yanıtının oluşmasına neden olan preparatlardır. Vücudumuza bakteri ya da virüs gibi bir hastalık etkeni girdiğinde çoğalmaya başlar. Bağışıklık sistemimiz bu hastalık etmenleri ile savaşarak çeşitli yanıtlarla hastalığın oluşumunu engeller. Aşı uygulaması binlerce yıl öncesine dayansa da bilimsel olarak aşının mucidinin Edward Jenner olduğu düşünülmektedir. Jenner, 1796 yılında 13 yaşındaki bir çocuğa uygulamış olduğu vaksinya virüsü ile bağışıklık geliştiğini göstermiş, 1798 yılında ilk çiçek aşısı geliştirilmiştir ve bu aşının global olarak uygulanması ile 1979 yılında çiçek hastalığı eradike edilmiştir.
Türkiye’de Aşı
Ülkemiz tarihine baktığımızda da aslında literatüre geçmese de aşı çalışmalarının dünyadan önce ülkemizde uygulandığını görüyoruz. 1721 yılında İngiltere Büyükelçisinin eşi Lady Mary Montagu ülkesine yazdığı bir mektupta İstanbul’da çiçek hastalığına karşı “aşı denilen bir şey” (varilasyon metodu) yapıldığını hayretle bildirmektedir. Bu mektup aşı yapımına ilişkin ulaşılmış en eski belgedir. Bu tarihten sonra da gelinen süreçte aşıya dair pek çok olumlu gelişme olmuş ve olmaya devam etmektedir.
Vücudumuza yabancı bir enfeksiyon ajanı girdiğinde hastalıktan kurtulmak, virus/bakteriyi öldüren lenfositler ile yabancı partikülleri nötralize eden antikorların kombine etkisiyle olur. COVID-19 ile ilgili durum henüz net bir şekilde tanımlanmamakla birlikte birçok veri virüsun spike adı verilen proteinine karşı üretilen antikorlar ile birlikte hücresel bağışıklığa atfedilmektedir. Aşılar da bu noktada hasta etmeyecek düzeyde virüs partikülünü vücudumuza vererek bir bağışıklık yanıtı oluştururlar.
Kullanımda olan ilaçlarda olduğu gibi aşı geliştirmede de 3 faz bulunmaktadır. Özetle ve en yalın haliyle faz çalışmaları aşağıdaki gibidir;
Faz I: Aşının güvenlilik testlerinin yapıldığı, doz ayarlama ve immunogenisite çalışmalarının yapıldığı fazdır.
Faz II: Denek sayısının arrttırıldığı, güvenlik ve bağışıklık cevabı çalışmalarının yapıldığı fazdır.
Faz III: Katılımcı sayısının ve çeşitliliğinin arttırıldığı, daha az sıklıkla ortaya çıkması beklenen yan etkilerin araştırıldığı fazdır.
Halihazırda geliştirilen aşıları kabaca sınıflandıracak olursak;
Virüs Aşıları: Zayıflatılmış veya inaktive edilmiş bir biçimde virüsün kendisinin kullanıldığı aşılardır. Kızamık ve çocuk felcine karşı olanlar gibi mevcut birçok aşı bu şekilde yapılır, ancak kapsamlı güvenlik testleri gerektirirler. Ülkemizde kullanılan Sinovac ve Erciyes Üniversitesi’nde geliştirilen yerli aşımız virüs aşılarına örnektir.
Viral Vektör Aşılar: Viral vektör kavramı, farklı bir genetik materyalin taşınması için bir virüsü taşıyıcı olarak kullanmak anlamına gelmektedir. COVID özelinde düşündüğümüzde virüsün spike proteinini kodlayan genetik materyal, adenovirüs gibi farklı bir virüsün genetik materyaline gen mühendisliği yöntemleri ile eklenmesi ile elde edilir. Burada vektör organizmaya girdiğinde antijenik özellik gösteren virüs proteinlerini sentezler ve bağışıklık yanıtı oluşur. Rus aşısı olarak bildiğimiz Sputnik V bir viral vektör aşısıdır.
Nükleik Asit Aşıları: Son yıllarda aşı özelinde oldukça popüler olan nükleik asit aşıları DNA veya RNA bazlı olabilir. Kanser tedavisinde uzun yıllardır araştırmaları yapıldığından COVID tedavisine uyarlanmaları uzun sürmemiştir. Hızlı üretilmeleri ve maliyetlerinin düşük olması nedeniyle özellikle mRNA aşıları yaygınlaşmakla birlikte saklama koşullarının biraz zorlu olması gibi bir dezavantajları var.
mRNA aşılarındaki mantık, virüsün spike proteinini kodlayan genetik şifrenin hücre içine sokularak ribozomlara protein ürettirilmesidir. Burada genetik yapının bozulduğu vb iddialar tamamen asılsız olup, hiçbir bilimsel zemini yoktur. Dünya genelinde aşılamada oldukça yaygın kullanılan Moderna ve ülkemizde de kullanılan Biontech aşıları mRNA aşılarına örnekler.
Yukarıdaki örneklerin haricinde doğrudan virüs proteinlerini organizmaya verildiği protein bazlı aşılar olmakla birlikte henüz insanlarda test aşamasına geçmiş bir örneği yoktur.
Aşılarla ilgili komplo teorisinden öteye gitmeyen iddialar olmakla birlikte, aşılama faaliyetlerini yoğun olarak yürüten ülkelerdeki günlük vaka sayılarını göz önüne alırsanız hastalığın ortadan kaldırılmasında aşının ne kadar önemli olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Aşılar hayat kurtarır. Aşı sırası gelen herkesin aşı olması da salt bireysel değil toplumsal bir sorumluluktur. Etkinlik düzeyleri ile ilgili farklı bilimsel sonuçların olduğunu bilmekle birlikte onay almış herhangi bir aşı hiç aşıdan çok daha fazlasıdır.
Umarım dünya olarak pandemiyi geride bırakacağımız günler yakındır.
Kaynak Bağlantılar:
https://www.immune.org.nz/vaccines/vaccine-development/brief-history-vaccination#:~:text=Edward%20Jenner%20is%20considered%20the,first%20smallpox%20vaccine%20was%20developed.
https://asi.saglik.gov.tr/genel-bilgiler/33-asinin-tarihcesi
https://www.uptodate.com/contents/covid-19-vaccines-to-prevent-sars-cov-2-infectionsearch=covid%20vaccines&source=search_result&selectedTitle=2~144&usage_type=default&display_rank=1
https://www.cdc.gov/coronavirus/2019-ncov/vaccines/different-vaccines.html
https://www.nature.com/articles/d41586-020-01221-y
https://www.nature.com/articles/s41586-020-2798-3
https://www.nature.com/articles/s41418-020-00720-9
Merhaba ben Ayşegül Özlü. Eczacıyım, Biyoteknoloji alanında doktora yapıyorum. Profesyonel çalışma ve eğitim hayatımın yanı sıra SistersLab'de Blog Yazarı olarak yer alıyorum ve bilimsel içerikler üretiyorum.
Merhaba Ayşegül Hanım
Ellerinize sağlık, harika bir çalışma olmuş.