Özlem Nur Açık | Makine Mühendisliği Öğrencisi
Bu hafta Görünürlük Çalışmalarımızda Makine Mühendisliği Öğrencisi Özlem Nur Açık bizlerle!
Özlem’i Instagram ve LinkedIn üzerinden takip edebilirsiniz.
Kendinizi tanıtabilir misiniz?
İsmim Özlem Nur Açık. Hacettepe Üniversitesinde Makine Mühendisliği 3. sınıf öğrencisiyim. Ankara’da yaşıyorum. Okumalar yapmayı ve tiyatroya gitmeyi çok severim.
Çalışma alanınız nedir? Bu alanı neden seçtiniz?
Bir makine mühendisi üretimin olduğu her yerde çalışabilir aslında; bu küçük bir makas fabrikası da olabilir, f16 uçak üretim fabrikası da. Bu alanda isterseniz tasarım mühendisi olarak çalışabilir ve bu sayede çizim odaklı devam edebilirsiniz, bunun yanında sahada yer alarak üretim tesisinde üretimden sorumlu mühendis olabilirsiniz veyahut ar-ge departmanında ürün geliştirmek ve ürünün fonksiyonlarını iyileştirmek gibi alanlarda çalışarak bir bilim insanı vasfıyla mühendislik bilimine katkı sağlayabilirsiniz.
Bu alanı küçük yaşlarda seçmeye karar verdim. Böyle söyleyince üç yaşında makine mühendisi olmaya karar vermişim gibi hissettim kendimi, öyle değil tabii ki. Babam ustaydı ve eskiden her şeyi birlikte tamir ederdik. Bu benim için çok keyifliydi bozuk aletlerin içini açmak, onları tamir etmek ve bir ihtimal tekrar çalıştırırsam annemin yüzündeki gülümsemeyi görmek benim en büyük gurur kaynağımdı. Yaşım ilerledikçe mühendisliğin tam bana göre olduğuna karar verdim. Sonrasında üniversite tercih sürecinde makine mühendisliğinin diğer mühendisliklere göre daha teknik olduğunu ve somut ürünler üzerine çalıştığını öğrenince tam bana göre dedim ve bu bölümü okumaya karar verdim. Tercih listemin tamamı makine mühendisliğinden oluşuyordu.
Bu alanda kendini geliştirmek isteyen kişilere önerileriniz nedir? Nereden, nasıl başlamalılar?
Her alanda olduğu gibi bu alanda da gelişim evresi merakla birlikte gelişen bir evre ve merakınız ne kadar taze ve sürekli ise o kadar gelişebiliyorsunuz. Üniversitedeki arkadaşlara mutlaka okullarındaki mühendislik topluluklarına katılmalarını tavsiye ederim. Neyi sevip neyi sevmediğinizi oralarda daha iyi görüyorsunuz ve sevdiğiniz alanda daha çok kendinizi geliştirmek istiyorsunuz. Ben hazırlık sınıfında birçok toplulukta aktif oldum ve bu vesile ile kendimi keşfettim.
Okulumuzda İnsansız Hava Araçları Topluluğu (UAV) sayesinde Teknofest’te ‘Sabit Kanatlı İHA’ kategorisinde yarışma fırsatı buldum. Üniversiteye yeni başlayan bir mühendis adayı olarak elbette çok bilgisiz oluyoruz. Burada mühendislik alanında çok fazla şey öğrendim. Aerodinamik üzerine araştırmalar yapmam gerekiyordu ve mecburen hepsini öğrendim. Bu proje için kanat tasarımı görevini bana vermişlerdi ve kanat hakkında hiçbir şey bilmeyen biri olarak birçok araştırma yapmam, konu üzerine çalışmam gerekiyordu. Çalıştıkça daha çok sevdiğimi farkettim.
Diğer bir topluluk olan ‘Formula Student’ takımında ise takım arkadaşlarım bir yarış arabası yapıyordu. O ekipte bulunarak da çizim yeteneklerimi geliştirdim ve çizime de merakım olduğunu keşfettim. Ayrıca okulun en büyük topluluklarından biri olan IEEE Hacettepe Öğrenci Topluluğunda Women in Engineering (WIE) biriminde önce aktif rol aldım sonrasında burada koordinatör oldum. Bu toplulukta toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine çalışmalar yaptık ve koordinatörlük görevim boyunca liderlik özelliğimi geliştirdim.
Genel olarak geriye baktığımda benim tavsiye edebileceğim şeyler bir kitap, makale ya da eğitim setinden ziyade insanın kendini keşfetme sürecinde aktif rol olması ve kendini tanıma fırsatı bulacağı yerlerde olması. Bu bazen bir topluluk bazen bir tiyatro sahnesi bazen de okuduğumuz bir kitap olabilir. Kendimizi ne kadar tanırsak o kadar başarılı ve sürekli oluruz diye düşünüyorum.
Bu alanda çalışırken yaşadığınız olumlu/olumsuz deneyimler neler? Nasıl üstesinden geldiniz?
Doğruyu söylemek gerekirse çok fazla olumsuz durumla karşılaşmadım. İnsan iletişiminde her zaman sakin ve etkili taraf olmaya çalışan biri olarak olumsuz deneyimlere biraz kapımı kapatmış olabilirim, veyahut olumlu deneyimlerden şimdilerde olumsuzları hatırlamıyor olabilirim.
Birçok projede aktif rol alıyorum, bu projelerin kabul aşamalarında kendime yaptığım yatırımların çok faydasını gördüm ve hiçbir şeyin boşa gitmediğini anladım. Birinci sınıfta Hasan Faydasıçok Eğitim Vakfı’nın düzenlediği Sedefteki İnciler projesine seçildim. Mühendis kızların gelişimini desteklemek amaçlı oluşturulan bu projede kendini geliştirmek için durmadan çalışan birçok genç arkadaşımla tanışma fırsatı edindim.
İkinci sınıfta stajyer öğrenci kabul edilmememe rağmen hırsım ve çabalarım ile bu yaz çok istediğim Ford Otosan’da staj yapma fırsatı yakaladım. Aynı zamanda Yenibirlider Derneği ve TİSK in ortak yürüttüğü Genç Kadın Liderler programından kabul aldım. 3000’den fazla başvuru alan bu programda 80 genç kadından biri olarak yakında 6 aylık bir eğitim-mentörluk sürecine başlayacağım.
Ayrıca Bilim Virüsü ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ortak projesi olan Geç Olmadan-İklim Elçileri projesinde Ankara ilinin iklim elçisi seçilen 20 genç arkadaşımdan biri olarak proje geliştirdim. Bunlar benim oldukça olumlu gelişmeler ve yeni insanlarla tanışmam ve ilham alarak kendimi geliştirmem açısından oldukça kıymetli.
Mesleğinizi icra ederken karşılaştığınız tepkileri/durumları toplumsal cinsiyet bağlamında nasıl aktarabilirsiniz?
Mesleğe henüz başlamamış biri olarak belki tercih sürecimde ve sonrasında maruz kaldığım tepkilerden bahsedebilirim.
Nispeten iyi bir puan alarak tıp veya diş hekimliği fakültelerine yetecek kadar bir puan aldıktan sonra ailem tarafında hekimliğe yönelmem konusunda çok baskıya maruz kaldım. Ailemin yanında akrabalar, aile dostları bazen mahallemizdeki bakkal bile mühendisliğin kadın mesleği olmadığına, yapamayacağıma dair yorumlarda bulunup beni vazgeçirmeye çalıştılar. Hatta ‘puanım tıpa yetiyor’ dediğimde ‘hemşire ol kızım’ diyen bile oldu.
Bu süreç gerçekten zorlu bir süreç fakat üniversite başladığınızda ufak başarılar elde ettikçe çevrenizin bu bakış açısı değişiyor ve bir zaman sonra başarılarınızı takdir etmeye başlıyorlar. Bu yüzden asıl mesele neyi ne kadar istediğiniz ve kendinizi bu alanda ne kadar görmek istediğiniz, zaten uğraşınca ve çabalayınca kapılar açılıyor. Ben bu konuda böyle düşünüyorum.
Sizin mesleğinizde çalışmak isteyen bir kız çocuğuna ne söylemek istersiniz?
Bugün internete girip arama motoruna makine mühendisliği yazdığımızda on binlerce sonuç karşımıza çıkıyor ve bu sonuçlardan sadece bir tanesi dâhi sizi heyecanlandırıyor ve heyecanınız diri kalıyorsa bu alanı seçmekten geri durmayın derim. İnsanlar size sürekli neyi nasıl, ne zaman, nerede yapacağını söylemek ister ki bundan da çok büyük keyif alır. Bundan ne kadar kaçınmak istesek de bazen biz dâhi yaparız bunu. Çevrenizdeki sesleri duymayın, kulaklarınıza bir set çekin ve o meslekte başarılı olacağınızı düşünüyorsanız hiç tereddüt etmeyin.
Ben makine mühendisliği seçmeye evdeki eski radyoyu tamir etmekten büyük keyif aldığımda karar verdim. Sonrasında yolda bir arabayı saatlerce seyredip ‘bunu neden ben yapmayayım ki?’ sorusunu kendime sorarken buldum. Kendinize inandığınız ve başarılı olduğunuz sürece her şeyi yapabilirsiniz. Bazen 120 kişilik sınıfta 5 kızdan biri olduğunuzu gördüğünüzde canınız sıkılabilir ama şunu unutmayın uzakta bakıldığında siz orada çiçek gibi parlıyorsunuz.
Ben Elif. Boğaziçi Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü hazırlık öğrencisiyim. SistersLab'de İçerik Sorumlusu olarak yer alıyorum.
Farklı alanlarda okumalar yaparak ilgi alanlarımı keşfetmeye çalışıyorum. Bu sıralar keman öğrenmeye çalışıyorum. Etnik müzikler dinlemek ve gezmek en sevdiğim şeylerden birkaçı!