Yabancı Dilleri Akıcı Konuşun: Sohbet Adacıkları
“Anlıyorum ama konuşamıyorum.” Klişeleşmesi nedeniyle artık espriye vurduğumuz ancak yabancı dil öğrenirken hala eskisi kadar karşılaştığımız bir sorun bu. Yeni bir dil öğrenmeye başladığımızda kendimizi ifade etmekte, dili öğrenmek kadar başarılı olamıyoruz. Dil bilgisi çalışıp, kelimeler ezberlesek ve kafamızda harika cümleler kursak bile, iş birisiyle konuşmaya geldiğinde, yine yeniden beynimizde konuşmak istediğimiz dilin yerinde yeller estiğini fark ediyoruz. Kem küm derken var olan iki gram özgüvenimiz de bedenimizi terk ediyor ve sonsuz döngü yeniden başlıyor.
Peki, bununla nasıl başa çıkarız? Bu döngüyü nasıl kırarız? İşte Sohbet Adacıkları burada devreye giriyor.
Sohbet Adacıkları Nedir?
YouTube’da dille ilgili videolar yapan ve 12 dil(!) konuşan bir arkadaşım Christine sayesinde tanıştığım bir terim bu. Orijinal adı Language Islands olan ve Boris Shekhtman’ın How To Improve Your Foreign Language Immediately kitabında ortaya attığı bu konsept, oldukça basit, hatta belki farkında olmadan uyguladığımız bir teknik. Ancak bilinçli bir şekilde uygulamaya başladığınızda, çok kısa bir sürede büyük bir fark gözlemleyebiliyorsunuz.
Shekhtman, kitabında sohbet adacıklarını “küçük, ama çok iyi ezberlenmiş, çok çalışılmış ve sıkça kullanılan monologlar” olarak tanımlıyor.
Bu ezberlediğiniz monologlar tabir-i caizse yabancı bir dilde konuşma okyanusunda boğulurken oturup dinlendiğiniz adalar görevini görüyor.
İngilizce kendinizi tanıtmanızı istediğimde pek çoğunuzun aklına otomatik olarak aşağıdaki cümleler gelecektir.
My name is [Öykü]. I am [28] years old. I am a [software engineer].
İşte, hepimizin çok iyi bildiği bir sohbet adacığı bu. Yıllar boyunca ezberlediğimiz, her yeni İngilizce dönemiyle birlikte defalarca tekrarladığımız, uykumuzda bile söyleyebileceğimiz cümleler. Şimdi tek yapmamız gereken bu sohbet adacıklarını artırmak. Sonuçta okyanus çok geniş ve dinlenecek tek bir ada ile fazla uzağa açılamayız.
Sohbet Adacıkları Nasıl Oluşturulur?
Yeni birisiyle tanıştığınızı düşünün. Kendinizi tanıttınız. Şimdi neden bahsedeceksiniz? Gündelik hayatta bir sonraki aşama genellikle ilgi alanlarınız, bulunduğunuz yerle ilgili yorumlar, nereli olduğunuz, ülkenizle ilgili bilgiler şeklinde ilerler.
Profesyonel ortamda işler biraz daha spesifikleşebilir ancak yine de mesleğinizle ilgili detaylar, ne kadar zamandır yaptığınız, neden bu işi yaptığınız gibi konularda hazırladığınız sohbet adacıkları mutlaka yardımınıza koşacaktır. Bu konularda sohbet adacıkları oluşturmaya başlayın. Örneğin ilgi alanlarınızı ele alalım. Birisi size ilgi alanınızı sordu ve siz de her fırsatta kamp yapan birisiniz. “Kamp yapmayı çok severim,” doğru bir cevap ancak konuşma burada sonlanacak ve bizi yeniden okyanusta çırpınmak durumunda bırakacaktır.
“Kamp yapmayı çok severim çünkü doğaya karşı küçüklüğümden beri bir ilgim var. Şehrin gürültüsünden uzaklaşıp, çadırımın önünde rüzgarın sesini dinlediğimde yenilenmiş hissediyorum. En çok dağ yürüyüşü yapmaktan keyif alıyorum. Eğer kamp alanı önerisi isterseniz Datça’yı kesinlikle öneririm.”
Bu paragrafla ilgili birkaç noktaya dikkat çekmek istiyorum.
- Kısa ve kolaylıkla ezberlenebilir. Böylelikle hatırlamakta zorluk çekilmeyecektir.
- Çünkü, eğer gibi bağlayıcı kelimeler kullanılmış. Dili akıcı konuşurken bu tarz bağlaçlar çok daha doğal konuşmanızı sağladığı gibi, kendinizi daha iyi ifade etmenizde de yardımcı olacaktır.
- Çadır, kamp alanı, doğa gibi konuya özel kelimeler kullanılmış. Bu konu açıldığında kullanabileceğiniz kelimeleri önceden öğrenmenizi sağlayarak “Ay şuna ne deniyordu?” diye takıldığınız durumları azaltacaktır.
- Size sorulabilecek bazı soruların cevabını içermektedir. “Neden kamp yapmayı seviyorsun?”, “Kampta en çok ne yapmayı seviyorsun?”, “En çok hangi kamp alanını önerirsin?”
Bu paragrafı ezberleyerek, kamp yapmak hakkında 5-10 dakika sohbet edebilir hale gelmiş olacaksınız.
Kendi sohbet adacığınızı oluşturmak için, konunuzu belirleyin ve daha sonra konuyla ilgili kullanacağınız kelimeleri araştırın, doğal bir şekilde nasıl ifade edebileceğinizi düşünün, ihtiyaç halinde öğrendiğiniz dile hakim birinden veya online kaynaklardan faydalanın. Paragrafınızı oluşturduktan sonra ezberleyin ve tekrar edin ve tekrar edin ve tekrar edin.
Tekrar ederken cümleleri nasıl doğal vurgulayabileceğiniz üzerinde düşünün, Google Translate veya Tureng gibi kaynaklardan dinleyerek kelime telaffuzlarını çalışın. Sonunda “I’m fine, thank you.” ne kadar doğal çıkıyorsa ağzınızdan, bu cümleler de o şekilde çıkmaya başlayacaktır.
Şimdi size göstereceğim şey, sohbet adacıklarının neden muhteşem bir metot olduğunu pekiştirecektir. Mesela ilgi alanınız kitap okumak. Nasıl bahsedeceksiniz? Eh, elimizde hazır bir adacık var. Onu kullanalım.
“Kitap okumayı çok severim çünkü edebiyata karşı küçüklüğümden beri bir ilgim var. Günün yorgunluğundan uzaklaşıp, penceremin önünde yağmurun sesini dinlediğimde yenilenmiş hissediyorum. En çok klasik roman okumaktan keyif alıyorum. Eğer kitap önerisi isterseniz Martin Eden’i kesinlikle öneririm.”
İhtiyacınız olan kelimeleri öğrendiğinizde, sahip olduğunuz adacıklara bu kelimeleri yerleştirip pek çok konuda konuşabilirsiniz.
Zamanla bu cümleleri ezberlediğinizi bile unutacaksınız ve sizin için ana dilinizdeki cümleler kadar doğal hale gelecekler. Böylelikle de artık hem anlayacak hem konuşacaksınız. 🙂
Resim Kaynağı: Storyset