Yapbozlar İle Büyük Resme: Beden Dilinin Önemi
Beden dili evrenseldir. Her durum ve ortamda kullanılabilir ve bunu okuyabilirsiniz. İletişimin %60’ını hatta bazen daha da fazlasını kapsayabilen sözsüz iletişim, aktarma ve anlamada güçlü rol oynar. Mesela bir arkadaşınız ile mesajlaştığınız zaman iletişimin sadece %7’lik kısmını kullanmış oluyorsunuz , emojiler ile desteklenmeye çalışılsa da yüzdelik kısım küçük bir oranda artıyor ve yüz yüze iletişim kadar sağlıklı olmuyor hiçbir zaman. Ses tınısı da sözsüz iletişim içerisindedir ve oldukça önemli bir etkendir. Ses tınımıza da duygu ve düşüncelerimiz yansır. Mesela telefon ile konuştuğunuzda karşınızdaki kişiye aynı cümleyi birincisinde sinirli ikincisinde heyecanlı ve mutlu bir şekilde iki kere söyleyin, yüzünüzdeki ifadeyi görmese bile bu duyguları rahatlıkla ayırt edebilir. Beden dilinin yanında ses tınısı da yalan yakalama gibi durumlarda sıkça kullanılır.
Kendi beden dilimizi anlamamız ve etkin bir şekilde kullanmamız iyi ve başarılı bir etki bırakmamızı sağlarken aynı zamanda sözsüz iletişimde karşımızdakini daha iyi analiz edebilmemizi de sağlar. Her insan beden dilini okuyup öğrenebilir ama herkes iyi ve doğru analiz yapıp bir fazlasını yorumlayabilir mi burası muamma. Analiz yapılırken içinde bulunulan durum, ortam, konu ve şartlar gözetilmelidir. Bu bağlamlar dahilinde yapılacak olan analizin sağlıklı olacağı kesindir. Beden dilini hayatınızın her anında kullanabilirsiniz, bir doktorsanız hastanızı muayene ederken, bir ceo iseniz bir ihale toplantısında, bir iş verenseniz çalışan alacağınız zaman, çalışansanız mülakat esnasında vs. kullanabilirsiniz. Karşınızdakinin yalanını yakalayabilmek için, sizi seven ya da sevmeyen insanları ayırt edebilmek için bu tarz kişisel hayat tecrübelerinizde de kullanabilirsiniz. Hatta dolandırılma gibi konularda da büyük kurtarıcınız olacak. Gözlem yeteneğiniz gelişeceği için bir süre sonra insanlarda bu saydıklarımdan daha fazlasını görebileceksiniz ve işte benim en önem verdiğim yer burası. İnsanlarda gördükleriniz sonucunda “önyargı” denen kavramı kırmış olacaksınız ,farklı bir bakış açısı edinebileceksiniz. Bu tabi ki sizin kendinizi ne kadar geliştirdiğiniz ile orantılı bir durum. Sözsüz iletişimi sadece yalan yakalama ,niyetleri ortaya çıkarma tarzı amaçlarla daha çok gündeme gelsede insanları anlama ve görülen mesajları alma olarak görmek bana daha anlamlı geliyor .
Joe Navarro Beden Dili Kitabı
Sözsüz iletişimde iyi analiz için kendimizi karşıdaki kişinin yerine koymamız gerekiyor. Onun yaşadığı durumu yaşıyor gibi yapıp, verilen tepkilerin arkasındaki duygu-düşünce hatta belki yaşantı ve travmaları bile görebiliriz. Bu bir süre sonra empati yeteneğimizi geliştirir ,geniş bir bakış açısı sunar. Farkındalık arttırır ve olayların birbiri ile bağlantısını görüp yorum yapma yeteneğini de kazandırır. Her alanda karşımıza çıkabilen bu önemli olgunun bilimsel kanıtları mevcut. Sözel olmayan davranışları etkili bir şekilde okuyup yorumlayabilen ve karşılarındaki kişilerin bu davranışları (yani kendi davranışlarını) nasıl algıladığını yönetebilen insanların, bu beceriden yoksun olanlara kıyasla daha başarılı bir yaşam süreceği araştırmacılar tarafından ortaya konmuştur (Goleman, 1995, 13-92).
İletişimin sadece “aktarma” kısmı kullanıp “anlama” kısmı es geçiliyor ve ortaya günümüzün sorunlarından olan iletişim sorunu ortaya çıkıyor. İşte bu yüzden iletişim bana göre “karşılıklı aktarım ve anlama sanatıdır”. İnsanları dinlediğiniz zaman hep duyacağınız bir cümle vardır “beni kimse anlamıyor” peki biz kaç kişiyi anlıyoruz ya da en önemlisi kendimizi ne kadar anlıyoruz?
İnsanların insanlarda aktarma ve anlama ile kendini bulabildiğine inanıyorum .Yaratılışı aynı olan ama bambaşka özelliklere sahip olan canlılar olarak birer yapboz parçası gibi birbirimizi tamamlıyoruz. İlk insanlardan günümüze kadar bakıldığında hep bir topluluk olma bilincine sahibiz, tek başına devlet kuran insan gördünüz mü? Birbirimizi tamamlıyoruz aslında, birbirimize iyi geliyoruz. Her yapbozun her parçası birbirine uymuyor, birbirinin aynısı değil tabi, yoksa büyük resim nasıl ortaya çıkar? Buradan da her insanın her insana uymadığını anlayabiliriz. Uymayan yapboz parçası ile zaman kaybedip yıpranacağımıza uyan yapboz ile yol alıp güzel bir resim çıkarmamız daha mantıklı. İşte o yapbozu bulmamız anlamaktan geçiyor. Önce nasıl bir yapboz parçası olduğumuzu görüp anlamalıyız sonra bize uymayan parçalardan uzaklaşıp doğru parçayı bulmalıyız. Bu anlama ve bulma süreci iletişim ile sağlanır . İletişim işte bu kadar önemli bir konu. Bu önemli olgunun büyük çoğunluğunu beden dilinin oluşturması beden dilinin ne kadar önemli olduğunu gayet net ifade ediyor.
Diğer yazılarda görüşmek üzere… 🙂