Ana Akım Medyada Kendine Yer Bulan Bir Alt Kültür: Drag Kültürü
“Hepimiz çıplak doğduk, geri kalan her şey drag.”
RuPaul
Drag özellikle Amerika’da son derece popüler sahne şovlarından biridir. Bir tür performans sanatı olan Drag, queer bir alt kültür olarak başlamış, ardından ABD’de yayınlanmaya başlayan RuPaul’s Drag Race isimli program ile ciddi bir popülarite kazanmıştır. Ana akım medyada kendine yer bulan drag, program sayesinde ciddi bir fan kitlesi kazanmış ve program Avusturalya, İngiltere, Kanada, Meksika, Hollanda gibi farklı ülkelerde de sunulmaya başlanmıştır.
Drag Nedir?
Drag karşı cinsle özdeşleşen kostümler giyerek yine bu cinse özgü olduğu düşünülen biçimde karikatürize bir performans sergilemek olarak adlandırılabilir. Drag Queenler, toplumsal olarak kadınlarla özdeşleşen kıyafetleri giyerek gösterişli makyajlar yapan ve performans sergileyen çoğunlukla erkeklerdir(trans veya non-binary’ler de olabilir), Drag King ise benzer bir şekilde geleneksel olarak erkeklere özgü davranışları erkek kıyafetleriyle sergileyen kadınlara verilen isimdir. Drag Queenlere ait performanslar Drag King performanslarına kıyasla daha popülerdir.
Drag içerisinde ciddi bir hiciv barındırır. Drag sanatçıları oldukça eğlenceli, yetenekli ve komik insanlar arasından çıkar. Amaç seyirciye tatmin edici bir performans sunmak, onu eğlendirmektir. Drag Queen’lik bir meslektir. Drag Queenler özellikle Onur yürüyüşlerinde dünya genelinde önemlidir. Kuir alt kültürün birer simgesi olarak karşımıza çıkarlar. 1969 yılında New York’ta başlayan Stonwall ayaklanmalarında Drag Queenlerin çok fazla rolü olduğundan kuir kültürde önemli bir yerleri vardır.
Kadınların sahneye çıkamadığı dönemlerde tiyatrolarda kadın rollerini de erkek sanatçıların üstlenmesi ilk drag örneklerinden sayılabilir. Hatta “drag” isminin Viktorya döneminde kadın rollerini oynayan oyuncuların giydiği uzun elbiselerin “yerlerde sürüklenmesinden” geldiği ifade edilmektedir. Tarihsel olarak drag bir çeşit folklor sayılabilir. Drag sanatçıları komediyi güçlü bir biçimde kullanır ve genelde satir/hiciv biçimindeki komedi unsurlarından faydalanırlar.
Drag, özellikle son birkaç yılda sosyal medya ve RuPaul’s Drag Race programı ile popüler kültürün bir parçası olmuştur. Geçmişte bir çeşit alt kültür olan kulüplerde, balolar ile yaşatılan Drag böylelikle ana akım medyaya ve oradan popüler kültüre taşınmıştır. “Drag Superstar” kavramı bu dönemde ortaya çıkmasa da dünya çapında popüler Drag starları günümüzün medya kültürünün unsurlarından sayılabilir.
Dan Jones “50 Drag Queens Who Changed The World” adlı eserinde, tüm zamanların en etkili Drag sanatçılarına yer vermiştir. Drag özellikle cinsiyet normlarının deyim yerindeyse eğilip bükülmesiyle özellikle cinsiyet rolleri noktasında geleneksel yargılar üzerine düşünmemizi sağlayan bir performans türüdür. Dan Jones’un eserinde yer alan en etkili drag sanatçılarından bazılarına biz de burada yer vereceğiz. Özellikle ülkemizin en sevilen performans sanatçılarından birinin de bu kitapta yer alması, son derece önemli bir detay olarak karşımıza çıkmaktadır.
RuPaul Charles
Kuir bir çocuk olarak büyüyen RuPaul, büyürken çevresine uyum sağlamak konusunda son derece zorlanmıştır. Çok genç yaşta performans sanatlarını öğrenmek için Atlanta’ya taşınan RuPaul ardından New York’a yerleşmiştir. Oyunculuk, modellik, şarkıcılık ve sunuculuk yapan Ru, MAC markasının ilk erkek yüzüdür. 2009 yılında RuPaul’s Drag Race ile reality-showlarla alay eden formatta, düşük bütçeli bir program yaratsa da yıllar içerisinde bu program kuirlerin görünürlüğünün artmasına öncülük eden bir programa dönüşmüştür ve Ru, deyim yerindeyse bir medya imparatorluğu kurmuştur.
Conchita Wurst
Conchita Wurst, Avusturyalı sanatçı Thomas Neuwirth’in drag karakteridir. 2014 yılında birçok siyasi popülist söyleme, homofobiye ve mizojiniye maruz kalsa da “Rise Like A Phoenix” şarkısıyla Eurovision Şarkı Yarışması’nı kazanmıştır.
Faluda Islam
Aslen Pakistanlı olan Zulfhi Ali Bhutto’nun drag karakteridir. Kendisi, ABD’de eğitim alırken karşılaştığı islamofobik tavra karşı bir şey yapması gerektiğini hissederek Faluda Islam karakterini ortaya koymuştur. Drag stili çoğunlukla politik hicive dayanır ve açık biçimde Müslüman&kuir kimliğiyle öne çıkmaktadır.
Divine
Divine, orijinal Drag Superstar’ı olarak adlandırılır. Ünlü absürd-korku filmi yönetmeni John Waters’ın filmlerinde sergilediği oyunculukla ciddi bir tanınırlık elde etmiştir.
Huysuz Virjin
Dan Jones, eserinde Huysuz Virjin’i “milli bir hazine” olarak tanımlar. Sansüre ve baskıya rağmen yıllar boyunca ekranlarda kalmış. Türk halkının gönlünde taht kurmayı başarmış bir hiciv ustasıdır Virjin. Seyfi Dursunoğlu’nun hayat verdiği karakter Türkiye’nin en tanınır yüzlerinden biri haline gelmiş, birçok programa konuk olmuş ve kendi talk showunu da sunmuştur. 2005 yılında RTÜK tarafından kadın kıyafetleriyle ekranlara çıkartılmaması konusunda yapılan baskılar neticesinde son dönemlerinde televizyonlara kendi yani Seyfi Dursunoğlu olarak çıkmıştır. Seyfi Dursunoğlu vefat etmiş olsa da hala ülkenin en sevilen ve saygı duyulan isimlerinden biridir.
Drag, bir performans sanatı olarak kalıplara ve tabulara karşı duruşunu sürdürmektedir. Sosyal medyanın da yaygınlaşması ve gelişimiyle bugün her zamankinden daha çok temsil alanına sahip olan sanat, komedi, eğlence, müzik, dans ve tiyatro gibi birçok sanat dalını içinde barındırmaktadır.
Kaynakça
Jones, Dan, 50 Drag Queens Who Changed The World
Merhaba! Ben Rabia Gül Yazar. Kültür ve iletişim bilimleri üzerine çalışıyorum. Edebiyat, sanat, sinema ve medya incelemeleri yapmayı seviyorum ve bu alanlarda kendimi geliştirmeye çalışıyorum!