Uluslararası Bilimde Kadınlar ve Kız Çocukları

Uluslararası Bilimde Kadınlar ve Kız Çocukları

Herkese merhaba, 11 Şubat Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü’ne özel bu yazımda, güncel veriler eşliğinde, önemli buluşlar yapan, korkusuzca düşüncelerini savunan, büyük bir potansiyele sahip olmalarına rağmen ciddiye alınmayan bilim kadınlarının hikayelerinin nasıl devam ettiğine göz atacağız.

“Bilim erkek işidir”

Sınıfta yaptığım minik bir ankette, on bir yaşındaki öğrencilerimin büyük çoğunluğu bu ifadenin cinsiyetçi olduğunu, bilimin insanlığın ortak işi olduğunu, bilimde yaş, cinsiyet, ırk ayrımının yapılmasının saçma olduğunu, alanında uzman olan herkesin bilimsel aktivitelerde bulunabileceğini belirtti.

“Bütün bilim insanları erkektir ve erkekler daha zeki olduğu için bilimdeki potansiyeli daha iyidir.”
“Erkekler duygusal düşünmez.”
“Bilime erkeklerin potansiyeli yeter”
“Erkek bilim insanları daha iyidir.”
“Çoğu bilimci erkek olduğu için…”
“Kadınlar fazla zorluklara katlanamayabilir.”
“Bilim dalına göre değişir. Bilim bazen canlılara zarar verecek deneyler gerektirdiği ve bunları erkekler bile duygusal olarak kaldırmakta zorlandığı için bazı bilim dalları kadınlara uygun değildir. Çünkü bilim fedakarlıklar gerektiren bir daldır”
“Çünkü filmlerde öyle.”

110 öğrencimden 10’u ise bu ifadeye katıldığını yukarıdaki açıklamalar eşliğinde belirtmiştir. Bu ifadeleri yazan öğrencilerimin erkek olduğunu söylememe gerek var mı bilmiyorum. Ancak bu ifadeye katılan öğrencilerimin medyada gördükleri, duydukları ve gözlemleri bu yönde olduğu için yargılamamak gerektiğini düşünüyorum.

Women, U. N. tarafından, 2022 yılında yayınlanan raporda, son gelişmelere rağmen, teknoloji ve inovasyonda büyük bir cinsiyet farkının devam ettiği görülüyor. Kadınlar ve kız çocukları endüstride, akademide ve teknoloji sektörlerinde yeterince temsil edilmiyor. Küresel olarak, kadınlar, her 10 bilim, mühendislik ve iletişim teknolojisi işinden sadece ikisinde çalışıyor. En büyük 20 küresel teknoloji şirketinde, kadınlar iş gücünün yüzde 33’ünü oluşturuyor. Kadınlar, küresel olarak uluslararası patent başvurularının, yalnızca yüzde 16,5’ini oluşturuyor. Aynı zamanda raporda, son on yılda, kadınların dijital dünyadan dışlanmasının, düşük ve orta gelirli ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılasını 1 trilyon dolar azalttığı belirtiliyor. Harekete geçilmezse bu kayıp 2025 yılına kadar 1,5 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Müfredatlara, ders kitaplarına ve öğretme ve öğrenme uygulamalarına gömülü önyargılı toplumsal cinsiyet normları ve klişeleri, kızların okulda ne okuyacakları konusundaki tercihlerini ve nihayetinde yetişkin olarak kariyerlerini ve istihdam fırsatlarını manipüle ediyor. Küresel düzeyde kadınlar, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) eğitiminde sadece yüzde 35 ve bilgi ve iletişim teknolojisi çalışmalarında sadece yüzde 3 ile temsil ediliyor. Ortaokulda matematik beceri dağılımında kızların en üstte yer aldığı ülkelerde, STEM mesleklerinde kadınların payı daha yüksek ancak genel olarak, ülkeler genelinde kızlar sistematik olarak bilim ve matematik kariyerlerinden uzaklaştırılıyor. Öğretmenler ve ebeveynler, kasıtlı olarak veya başka bir şekilde, eğitim alanlarındaki önyargıları sürdürüyorlar.

Filipinli kızlarla, 2020’de yapılan bir araştırma; STEM konularına olan ilgi kaybının 10 yaşında başladığını gösteriyor. Bu da kızların STEM kariyerlerini erkek egemen olarak algılamaya ve kızların STEM konularında doğal olarak daha az becerikli olduğuna inanmaya başladıkları kritik bir gelişim evresine denk geliyor. Kadınların STEM alanındaki rol modellerinin göreceli eksikliği bu tür algıları güçlendiriyor. Küresel olarak, kadınlar bilimsel faaliyetlerin ve mühendislik alanlarının sadece yüzde 19,9’unu oluşturuyor. Bu kadar az temsil, tipik olarak erkek merkezli, esnek olmayan ve dışlayıcı bir çalışma ortamıyla birleşerek, bu alanları kadınlar için daha az çekici hale getirerek kısır döngüyü devam ettiriyor. Bunu öğrencilerimin “bildiğiniz bilim adamlarını yazınız” sorusuna en az üç, dört isim yazarken, “bildiğiniz bilim kadınlarını yazınız” sorusuna ya hiçbir şey yazmamalarından ya da sadece Marie Curie’yi yazmalarından da görebiliyoruz. Yani bilimin erkek işi olduğunu söyleyen öğrencilerin gözleminin de zaten bu yönde olması ve bu gözlemlere dayanarak, bilimin erkek işi olduğuna dair yukarıdaki çıkarımları yapmaları kaçınılmaz hale geliyor. Araştırmada da görüldüğü gibi hala uluslararası bilimde kadın ve kız çocukları yeterince temsil edilmiyor.

Bilimdeki mücadelemiz aslında biz doğmadan önce başlamış bir öykünün parçasıdır. Öğrencimin belirttiği gibi bilim, zorluklarla dolu ve fedakarlıklar gerektiren bir alandır. Bu nedenle, evine dönerken, arabasından sürükleyerek çıkarıp kiliseye götürülen, soyularak istiridye kabukları ile öldürülen, bedeni parçalandıktan sonra yakılan Hypatia’nın, kadın olduğu için üniversite binasına giremeyen Lise Meitner’in, laboratuvarı olmadığı için küçücük ve tozlu bir kulübede tehlikeli ve ölümüne sebep olan deneyleri yapan Marie Curie’nin, erkek ismi ile makaleler yayınlayan nice isimsiz kahramanın, sadece cinsiyetçiliğe değil aynı zamanda ırkçılığa da maruz kalmış Katherine Johnson’ın ve daha nicesinin öyküsünün devamı olduğumuzu, hem erkek hem de kız çocuklarına anlatmakla görevliyiz.

Kaynakça

Women, U. N. (2022). Progress on the sustainable development goals: The gender snapshot 2022.

yazı

Merhaba, ben 1990 yılında Ankara’da doğdum. Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Eğitiminde Lisans ve Yüksek Lisans eğitimimi bitirdim ve şu an aynı üniversitede fen bilimleri eğitiminde doktora programına devam ediyorum. Üniversite eğitimime başladığım zamandan beri aktif olarak fen bilimleri öğretmenliği yapıyorum. Eğitim dışında kalan zamanlarımda fotoğraf çekmekten, resim yapmaktan ve gitar çalmaktan hoşlanıyorum. Aynı zamanda kitap okumayı çok sevdiğim için bir sanat sayfasına kitap inceleme yazıları çıkarıyorum. Hem aldığım eğitim, hem de alanım gereği öğrenmeyi ve öğrendiklerimi paylaşmayı çok seviyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir