Tabusuz Alanlar: Regl Dostu Çalışma Mekanları
Regl Tabusu ve Mücadele
Regl geçmişten günümüze bireyler tarafından deneyimlenen, gündelik hayatın kaçınılmaz ve göz ardı edilemeyecek bir parçası olmasına rağmen hala toplumlarda eğitim, sağlık, aile gibi birçok sosyal kurumda yaygın olarak tabulaştırılmaktadır.
Regl tabusu; regl olan bireylerin bulundukları fiziksel ortamlarda, iş, okul, sosyal ve gündelik hayatlarında onları oldukça kısıtlayan, ötekileştiren ve regl deneyimlerini değersizleştiren bir olgudur. Dolayısıyla dünyada bu yazıyı okuduğunuz anda dahi regli deneyimlemekte olan yaklaşık 300 milyon bireyin regl dönemlerinde yaşayabilecekleri fiziksel, mental, toplumsal ve kültürel kısıtlamaların önüne geçmek, bunlarla mücadele etmek oldukça önemli bir meseledir.
Regl tabusu sadece regli deneyimleyen bireyler tarafından değil regli deneyimlemeyen bireyler tarafından da mücadele edilmesi gereken bir durumdur. Çünkü bu durum; regl tabusu hakkında yazdığım yazıda da belirttiğim gibi içerisinde çeşitli mitlerin, efsanelerin, kısıtlamaların, yanlış ve eksik bilgilerin kültürel olarak nesiller boyunca üretildiğine ve sürdürüldüğüne işaret eder. Dolayısıyla regl tabusu; bireylerin menstrüel dönemlerini her açıdan daha sağlıklı, olası fiziksel ve toplumsal kısıtlardan arındırılmış olarak geçirebilmeleri için regli deneyimleyip deneyimlemediğine bakılmaksızın tüm bireyler için topyekün bir mücadele alanı olmalıdır. Bunu sağlamanın en önemli yollarından birisi de yaşamlarımızın bir parçası olan ve sıklıkla vakit geçirdiğimiz ev, okul, kütüphane, cafe, bar, restoran, alışveriş merkezi gibi sosyal alanlar ve çalışma alanlarının regl dostu mekanlara dönüştürülmesidir.
Regl Dostu Mekanlar: Çalışma Alanları
Bireylerin hayatlarının ciddi bir sürecine ev sahipliği yapan çalışma mekanları regli deneyimleyen bireyler için birçok durumda dezavantaj oluşturabilmektedir. Regl olanlar için fiziksel anlamda yeterince konforlu olmayan, kültürel anlamda tabular barındıran çalışma alanları; bireylerin iş verimliliğinden iletişim becerilerine, duygu durumlarından odak ve üretkenliklerine kadar birçok şekilde olumsuz etkiye sebep olabilmektedir. Dolayısıyla çalışma mekanlarının regl dostu olması, çalışanların ve işverenlerin regl ile ilgili farkındalığının yüksek olması regl olan bireyler için önemlidir. Bu durumda çalışma alanları herkes için tabusuz, sağlıklı iletişim ve etkileşimin sağlanabildiği, kapsayıcı mekanlar olacaklardır.
Fiziksel Çözümler
Regl dostu mekanların yaratılabilmesi için regli deneyimleyen bireylerin ihtiyaçları dikkate alınarak hareket edilmelidir. Duş, tuvalet gibi alanlarda ped, tampon gibi menstrüel hijyen ürünlerinin bulundurulması ve genel temizliğe önem verilmesi olası bir durumda halihazırda menstrüel döngüsünde olan ya da bu döngüye yeni ve/veya hazırlıksız olarak girmiş bireyler için gereklidir. Bunun yanı sıra bireylerin menstrüel hijyen ürünlerine ek olarak iç çamaşırı, yedek kıyafet gibi ihtiyaçlarının doğabilmesi de muhtemeldir. Dolayısıyla bu ihtiyaçların sağlanması her koşulda mümkün olamayacak olsa da bireylerin bu gibi anlar için gerek duydukları eşyalarına erişimlerinin sorunsuz olabilmesi açısından kişisel dolapların sağlanması ve gerekli konfor alanının yaratılması önemlidir. Bu sayede regl olan bireyler olası bir durumda o gün işe devam edememe, regl kanını/izini gizlemek zorunda hissetme, fiziksel gündelik aktivitelerden uzak kalacak olma gibi kısıtları yaşamak zorunda kalmadan gerek duydukları ihtiyaçlarını karşılayabilecek, çalışma hayatlarının ve devamında da sosyal hayatlarının aksaması gibi bir durumla karşı karşıya kalmayacaklardır.
Menstrüasyon döngüsü, her birey için farklı şekilde gerçekleşen ve farklı semptomları içinde barındıran bir döngüdür. Bu döngüyü bireyler daha az sancılı ve huzursuz geçirebildikleri gibi çok sancılı, kramplı, ciddi fiziksel ağrılarla ya da duygusal dalgalanmalarla da geçirebilmektedirler. Regl dönemlerini sancılı geçirenlerin sıradan gündelik aktivitelerini gerçekleştirmeleri bile zorlayıcı olabilmektedir. Bu gibi durumları olan bireyler için sağlanabilecek çözümlerin başında revir imkanı, ağrı kesici ve kas gevşetici vb. ilaçların bulunduğu ecza dolabı gibi tıbbi desteğin yanı sıra; işlerine devam etme noktasında zorlanan bireylere evden çalışma imkanı verilmesi ya da regl izninin sağlanması da bireylerin menstrüel dönemlerini kolaylaştırıcı çözümler arasında yer almaktadır. Fakat regl izni gündeme geldiğinde karşılaşılan konuların başında bu iznin özellikle kadınlar için ayrımcılığa neden olabileceği ve dezavantaj yaratabileceği tartışılmaktadır. Regl olan herkesin kadın olmaması sebebiyle regl izninin çoğunlukla kadınlara sağlanmasının ayrıştırıcı olmasıyla birlikte regl izni talep eden bireylerin ücret kesintisi, işe alınmama, işten atılma, damgalanma gibi sorunlarla karşılaşabileceği de göz önünde bulundurularak regl dostu, adaletli ve kapsayıcı politikalar sağlanmalıdır.
Kültürel Çözümler
Regli deneyimleyen bireyler için menstrüel dönemlerini kolaylaştıracak fiziksel çözümlere ek olarak toplumsal olarak da regl ile ilgili var olan kültürel kısıtlar, mitler, tabularla da mücadele edilmesi oldukça gereklidir. Dolayısıyla regl dostu çalışma alanlarının sağlanmasını sağlayacak önemli şeylerden birisi de reglin bu alanlarda konuşulabilir olmasıdır. Reglden bahsederken ‘hassas/özel gün, kadın hastalığı, duygusal döneminde olmak’ gibi ifadeler kullanmaktan kaçınmak ve regl olduğu bilinen birisi hakkında ‘sinirli, agresif, duygu durumu karışık’ varsayımlarında bulunmadan bu olumsuz etiketlemelerin önüne geçmek bireylerin regl deneyimlerini görünür kılabilmeleri ve regl tabusunun ortadan kaldırabilmesi için önemli eylemlerdir. Reglin görünür ve konuşulabilir olduğu tabulardan arındırılmış çalışma alanları, herkes için daha etkili ve sağlıklı iletişim ve çalışma atmosferi sağlar.
Merhaba, ben Gülçin Yıldız Kara. Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ve Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğrencisiyim. Akademik ilgi alanlarımı toplumsal cinsiyet, kadın hareketinin tarihsel gelişimi ve biraz da çevre sosyolojisi oluşturmakla birlikte; kişisel ilgi alanlarımı kamp yapmak, amatör olarak fotoğrafçılık, yazmak ve okumak oluşturuyor. Özellikle kadınların ve güçsüzleştirilmiş grupların iyileştirilmesine yönelik birkaç sivil toplum kuruluşunda gönüllü faaliyetlere katılıyorum. Araştırmayı, iletişim kurmayı, bunları araç olarak kullanarak keşfetmeyi ve öğrenmeyi seviyorum.